Alaca

Vatandaşlardan GES Tepkisi: “Sit Alanındaki Tarlalarımız İzinsiz Kazıldı”

Alaca’ya bağlı Yatankavak köyünde yaşayan vatandaşlar, köylerine GES inşa edildiğini, işi yapan firmanın ise sit alanında kalan tarlalarına elektrik direği ve kablo döşediğini iddia ederek duruma tepki gösterdiler.

Abone Ol

Yatankavak köyündeki alanda kurulduğu iddia edilen Güneş Enerjisi Santrali (GES), köylüler ile firmayı karşı karşıya getirdi. Köyde yaşayan vatandaşlar, firmanın, hiçbir bilgilendirme yapmadan tapulu tarlalarına elektrik direği dikip, kablo geçirdiğini iddia ederek duruma tepki gösterdi.

Firmanın bölgenin sit alanı olmasına ve projenin askıda olmasına aldırış etmediğini iddia eden köylüler, yasa dışı bir şekilde mağdur edildiklerini söylediler. Merada yapılan GES sebebiyle hayvanlarının otlayacağı alanında kalmayacağını söyleyen köylüler, projenin bir an önce durdurulması gerektiğini ifade etti. Köyde yaşayan vatandaşlar firma hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve ilgili kurumlara projenin iptali için dilekçeler verdiklerini söyledi. 

TARLALAR İZİNSİZ KAZILDI

Konuyla ilgili konuşan Köy muhtarı Mehmet Kaplan, vatandaşların izni olmadan tarlaların kazıldığını iddia ederek, “Burada GES projesi yapıyorlar. Köylünün izni ve benim rızam olmadan direk yerleri kazdılar. Direk dikilmeyecekti direk dikildi. Vatandaşı hiç kaile almıyorlar. Bizim iznimiz var diye ceza yediler 2 buçuk trilyon, Özel İdareye de bu konuda teşekkür ediyorum. Ama hiçbir kaile almadan işleme devam ediyorlar. Ruhsatı yapı çalışmaları olmadığından dahi şu an askıda olduğundan kağıtlarınızı getirin ilan panosuna asayım köylü de görsün öyle bir kağıt da kayıt da getirmediler bana. Benim haberim ve bilgim dışında yapıyorlar bu işleri jandarmayı da çağırıyorum. Geliyorlar iş bırakıyorlar. Jandarma gittikten sonra geri başlıyorlar. Benim bu şeyden yetkililerden yardım istiyorum yani köylüye yardımcı olsun. Köylü mağdur durumda. Yollarımızı resmi bir yol değil, köylünün verdiği yol, biraz bir komşunun biraz benim tarlamdan geçtiği yol, biz yolu kazıyoruz diye bizi hiç kaile almıyorlar. Özel idareye başvurdum. Ruhsatları olmadıkları için 2 buçuk trilyon ceza yediler söylediler bu olay televizyonlarda da çıktı. Jandarmada geliyor durduruyor. Ondan sonra geri başlıyorlar. Evraklarda burada gösterebilirim. Yapı denetiminden ruhsat almadan izini vermeden adamlar başlayıp kazıyorlar, istediği gibi hareket yapıyorlar. Köylüyü hiçbir şeye saymıyorlar köylü zor durumda. Sit alanı olduğundan köylü bir taş söktürmeye jandarmadan izin alıyor. Bunlar kimden izin almış da kazıyorlar. Ören yeri diyor büyüklerimiz de direk dikilmeyecek dediler direk de dikildi. Kazı çalışmalarının durdurulması lazım dediler biz gelince kaçtı gittiler. Yani biz çok mağdur durumdayız. Yani bir köylü olarak kimi kime şikayet edeceğimizi bilmiyoruz” dedi. 

TARLA BENİM, AMA HABERİM YOK

Köyde ikamet eden Hulusi Aslan ise, firmanın hukuksuzca tarlalarını ihlal ettiğini iddia ederek, “Buraya direği dikmişler benim haberim yok. Bu tarla benim. Komşular geçsin diye ben tarlanın kenarından yol açtım. Onlar da gelmiş yolu kazıyorlar. Aşağıda zaten büzler var. Çay geçiyor. Onları da parçalıyorlar. Nereye bildireceğiz. Kime şikayet edeceğiz. ” diye konuştu.    

Yusuf Yılmaz isimli vatandaş ise mağdur olduklarını belirterek, “Bu tarla benim. Tarlayı kazıyorlar. Karşı da taşlar var. Taşı sökemiyoruz. Sit alanı olduğu için. Bizlerin haberi olmadığı için kazıları yapmışlar. Kablolar belli burada, direk burada, köylünün hiçbir haberi yok. Köylüye bildirmeden kazı yapıyorlar. İlgili makamların haberi olsun. İlgililere bildirmek için” şeklinde konuştu. 

"BURASI SİT ALANI"

Projenin askıda olmasına rağmen çalışmaların devam ettiğini iddia eden Muhsin Yılmaz da, “Köyümüze yapılan bu proje İl Özel İdaresi İmar Projesi şu an askıda. Daha doğrusu kaçak yapılaşmadan dolayı ceza yiyen firma tekrar başvuru yaptı. Askıda köyümüzün muhtarı ve azaları, köy halkı ile birlikte itirazda bulundu. Şu anda askı sürecinde itirazda bulunduklarından dolayı da bu tekrar İl Genel Meclisi’ne gidecek. Meclis tarafından bilgisi dahilinde şu an da onların da benim anlamadığım daha doğrusu köylünün anlamadığı çok noktalar var. bir, bunların ruhsatı olmadan bu kazıyı nasıl yapıyorlar. Burası tarihi bir alan sit alanı her taraftan mezar çıkıyor. Her tarafta tarih var. En basitinden şu karşıdaki taştan bile işaretler var. Tarihi yerler var yani bunu ben müzeye de söylerim. Herkes de bunu biliyor. Bunlar varken benim köylüm tarlasındaki taşı temizleyemiyorken, çünkü jandarma geliyor, ihbar ediyor şudur budur, bir sürü sıkıntı yaşıyorken, bu vatandaş geliyor burayı bir metre, iki metre kazıyor. Neye göre kazıyor, hangi güce göre kazıyor. Hangi şemsiye altında kazıyor. Ve ilgili merciler niçin bir şey yapamıyorlar. Jandarmayı iki defa çağırdık. Bir muhtar çağırdı. Beni iki saat tuttu jandarma karakolunda yarım sayfalık tutanak için ne oldu hiçbir şey yok. Benden tarlamın tapusunu istiyorlar ama burayı kazandan ne ruhsat istediler. Ne çalışma ruhsatı istediler. Ne kimlik aldılar. Bu adamlar, kimdir, necidir dediğim zamanda da bizim işimizi bize öğretemezsin dediler. Bende eyvallah dedim. Başka bir nokta ise, burada çalışma yapan firma artı yeme ait firma onların taşeronu olan firma gündüz burada çalışma yapıyor ama köylü de tedirgin. Bunlar burada ne yapıyorlar, ne ediyorlar. Çünkü burayı kazan sit alanında olduğu için bu bölge, belki başka bir yerde kazı yapıyor o da köylüye mal olacak. Bunun için de ilgili mercilerden Çorum valiliğinden, Alaca kaymakamlığından biz yardım istiyoruz. Yani her önüne gelen biz burada şey yapıyorum diye kazdığı zaman bu işin sonu olmaz. Bende tarlamı temizletiyorum diye getireyim kırıcı kepçeleri kazayım. Olmaz. İlgili firmadan belge istiyoruz. Yok. Hiçbir şey yok. Bize aynen şunu diyorlar. Çorum İl Genel Sekreterinin bilgisi var diyorlar. Onun bu konuyla ilgili hiçbir bilgisi yok. Onun ismini kullanıyorlar. Sayın muhtarıma sahte iki tane belge vermişler. Orjinalide şu an elimizde mevcut. Sahtesi de elimizde mevcut.  ” ifadelerini kullandı.

KEPÇEYLE BORULARI KIRMIŞLAR, SUYUMUZA ZARAR VERMİŞLER

Engin Maraşlı İse, “Buraya biz hayrımız için su getirmiştik. Direk yeri kazarken kepçe ile hortumları kırmışlar. Toprağı üzerine atmışlar. Şimdi onları temizliyoruz. Bakın 70 yaşındaki amcamız çeşmenin üzerini ayıklıyor. Buradan bizim hayvanlarımız su içiyor. Holterlerimizi takıyoruz. İlaçlama yapıyoruz tarım arazilerimize. Bunlar her yeri dağıtmış yani. Hiçbir doğru yerleri kalmamış. Şurada ilerde köyün şebekesi var. su şebekesi bir gün sonra onu da kıracaklar. Geri yapmıyorlar, öylece bırakıp gidiyorlar. Sayın tarım bakanımız şehirden köye dönme projesi söylüyor ama bizim burada hep meralarımız satıldı hayvanlarımızı otlatamıyoruz. Karşı köye gidiyoruz. Oradaki çobanlarla da tartışmamız oluyor. Gidemiyoruz. Suyumuz işte kurudu suyun önüne kepçe ile toprak dökmüşler. Şimdi o köylere gidiyoruz. Şimdi o çobanlarla tartışmamız oluyor. Kavgamız oluyor. Hani biz köyümüze hiçbir şey yapılmasını istiyoruz.