Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Çorum İl Başkanı Orhan Tosik, 12 Eylül 1980 darbesi ile ilgili basın bir basın açıklaması yaptı. Orhan Tosik, yaptığı açıklamada; ''Bugün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde vuku bulan üçüncü askeri müdahalenin yıl dönümüdür. Bu müdahale ile ülkemizin gelişim süreci sekteye uğramış ve ülkemiz telafisi yıllarca sürecek zor bir döneme sokulmuştur. ''Demokrasinin ve milli iradenin olduğu bir yerde, sorunların çözümü de yine demokratik yollarla olmalıdır. Ülkücü Milliyetçi hareket olarak Türk milletinin iradesine ipotek koyan bütün darbelere; Türk milletine yapılan zulümlere ve zalimlere karşı durmaya devam edeceğiz. Dün Kenan Evren darbesine direndik, bugün Fettullahçı örgütün 15 Temmuz darbesine başkaldırdık. Amerika'nın "bizim çocuklarına" karşı Türk miletinin asil evlatları ülkücü milliyetçi hareket bütün oyunları bozmasını bilmiştir. 1944’de tırnakları sökülen, tabutluklara atılan da bizlerdik, arada yaşanan darbelerde de en ağır bedeli ödeyenler de yine biz olduk. Bir de bunlar yetmezmiş gibi 12 Eylül’de de işkenceler gördük, asıldık, yok edilmeye çalışıldık. Yılmadık, yıkılmadık... İhtilale giden yolda yaşanan vahim komplo ve tezgâhlardan dolayı haksız ve yersiz yere mahkûmiyetlere ve ölüm cezalarına maruz bırakılan Ülkücüleri, unutmadık. Bizler her dönem ezilmeye, yıldırılmaya ve öldürülmeye çalışılan bir hareketin mensupları olarak, acılarımızın bizlerin rütbeleri olduğuna inanıyoruz. O gün verilen şanlı mücadele Türkiye'yi Marksist-Kominist cenderenin içine çekerek imha etmek projesine başkaldırının adıydı. 12 Eylül ihtilalinin kurbanlarından olan Ülkücü Ağabeyimiz, Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunda yer alan şu kısım da açıklamaktadır ki: ‘Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır.’ Bizler Ülkücü Türk Gençliği olarak milletimizin önündeki bu zor ve sıkıntılı dönemde de Türkiye’nin ve Büyük Türk Milleti’nin huzuru, güvenliği, birliği ve bin yıllık kardeşliğini korumak için üzerine düşen görevi yapmaya azimli ve kararlıyız. Taşıdığımız bayrak; temsil ettiğimiz mukaddes Türk Milliyetçiliği davası uğrunda şehitler ordusuna katılmış olan Ruhi Kılıçkıran´dan Hasan Şimşek’e Fırat Çakıroğlu'na kadar şehit olan ağabey ve kardeşlerimizin ruhaniyetlerinin de şu anda bizimle beraber olduklarını biliyoruz. Bizler, bize yapılanı dün unutmadık, bugün hala hatırlıyoruz ve yaşadığımız sürece de unutmayacağız.''