İYİ Parti İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, 31 Mart yerel seçim sonuçları nedeni ile bir açıkalama yayınladı. Açıklamasına, “Şunu söyleyeyim ki, 31 Mart’ta gerçekleşen seçimlerin, ülke bekasıyla bir ilgisi yoktur. Meseleyi abartmanın da bir anlamı yoktur.” diye başlayan Özsaçmacı, yerel yöneticilerin seçildiğini, durumun bundan ibaret olduğunu vurgulayarak, “Ama nifak için fırsat kolluyorlar” ifadelerini kullandı. Özsaçmacı açıklamasının devamında şunları kaydetti; “Kazanan mütevazı olur. Kaybedenin hırçın olması beklenebilir. Kazansanız da kaybetseniz de neden hep hırçınlığınız neden bu ayrıştırıcı dilleriniz? Gelin ben size bir öneride bulunayım rahatlayın; Bence kaybedilen bütün il ilçe belde AKP/MHP arasında paylaşılsın. Seçim yapalım ama muhalefet girmesin Seçimde bundan böyle açık oy ve gizli tasnif metodunu uygulayalım. çalın, oynayın. Böylesi daha uygun rahat olun siz. Cumhurbaşkanı, Milleti birleştirir. Sizden beklenen de budur, göreviniz de budur. Değerli hemşerilerim, aziz milletim; Mahalli bir meselede, illa da genel gündemle illiyet bağı kuracaklarsa, söylenecek olan şudur: 31 Mart tan sonra, hayatınız iyiye mi gitti, kötüye mi gitti? Milletimize bunu soracağız. Milletimizin arasına nifak sokmaya çalışanlara karşı, şunun altını çizmek isterim; Cumhur ittifakı, bizim düşmanımız değildir. CHP’yle yaptığımız sınırlı güç birliği, toplumsal ayrışmaya karşı bir tedbirdir. Tekraren söylüyorum; Bizim yaptığımız güçbirliği toplumsal ayrışmaya karşı alınmış bir tedbirdir. Bunların üzerinden gerilim üretilmesine izin vermeyiz. Kim ne derse desin, biz “kardeşlik” demeye devam edeceğiz. “Kötülüğün yolu yakındır. Ona kolay ulaşılır.” İyilik yolunun başındaysa, alın teri ve vicdan vardır. İyi partinin yolu, işte o alın terinin ve vicdanın yoludur. Yani, üretim ve adaletin yoludur. Yani, helal kazancın, Allah’ın bereketine olan inancın yoludur. Kıymetli hemşerilerim; “Üç şeyde süreklilik olmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, ve cesaretsiz iktidar.” Cesaret, zor olana talip olmaktır. Cesaret, kolay para dururken, üretim odaklı bir ekonomiye geçmektir. Devletin gücünü arkana alıp, insanları tehdit etmek kolaydır. Zor olan, siyasi nezaket içinde kalarak, farklı seslere tahammül etmektir. Cesur olamayanlar, korkaklar, hiç kimseye özgürlük hakkı tanımazlar. Yine o vicdanlı imamın dediği gibi; “Bütün korkaklar kendini özgür sanır. Oysa bilmezler, bütün korkaklar, hakikatin esiridir.” Korkaklar her şeyden kaçabilirler. Ama hakikatten asla kaçamazlar. Bu dünyada ya da ruz-u mahşerde, hakikat mutlaka, ama mutlaka yakalarına yapışacaktır. Bizim cesaretimizin kaynağı da, işte bu imandır.”