Çorum’da konuşan TBB Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Karşınızda ne Osmanlı'nın hasta adamı, ne Cumhuriyetin çömez devleti, ne 1970'lerin, 1990'ların güçsüz ülkesi var” sözlerini, “Çömez cumhuriyet dediği, Mustafa Kemal Atatürk’ün yönettiği cumhuriyetin başardıklarını öğrensin ve kurban olsun” diyerek eleştirdi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, bugün Çorum Barosu’nun kuruluşun 66. Yıldönümü nedeniyle Çorum’u ziyaret etti. “TAYYİP ERDOĞAN, ÇÖMEZ CUMHURİYETE KURBAN OLSUN” Ziyaretinde ilk olarak Çorum Barosu’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen TBB Başkanı Feyzioğlu, Türkiye gündemini ve Türkiye’nin Suriye politikasını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 43. Muhtarlar Toplantısı’nda söylediği “Karşınızda ne Osmanlı'nın hasta adamı, ne Cumhuriyetin çömez devleti, ne 1970'lerin, 1990'ların güçsüz ülkesi var” sözleri hatırlatan Feyizoğlu, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Cumhurbaşkanı evvel ki gün döndü, ‘Eyy’ diye başlayan cümlesinde ‘Biz çömez cumhuriyet değiliz’ dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Cumhurbaşkanı evvel ki gün döndü, ‘Eyy’ diye başlayan cümlesinde ‘Biz çömez cumhuriyet değiliz’ dedi. Kendisine önerim, çömez cumhuriyet dediği Mustafa Kemal Atatürk’ün yönettiği cumhuriyetin başardıklarını öğrensin ve kurban olsun. Çünkü henüz 10. Yılını doldurmamışken Türkiye Cumhuriyeti, Irak’ın, Suriye’nin, Suudi Arabistan’ın ve aynı zamanda Kuzey Afrika’nın kanaat önderiydi. Almanya, Fransa, ABD ve İngiltere,Türkiye’yi Avrupa’nın bir parçası ama, Ortadoğu’da da sözü en çok dinlenen devlet dinlenen devlet olarak görmüşlerdi. O sebeple cumhuriyetin ilk yıllarında cumhuriyet bir çömez değil, dev ideallerin üstünde yükselen, gururlu, başarılı, üreten, ilkeli bir cumhuriyetti” diye konuştu. Toplantıda basın mensuplarının Türkiye’nin Suriye’deki askeri müdahale politikasına yönelik sorusunu da cevaplandıran Feyizoğlu, bölgede iki adet devletin kurulmak istendiğini, Türk askerinin ise bölgede bu iki grubu ayırdığını ifade etti. Feyzioğlu, “Türkiye’nin güney sınırlarının hemen ötesinde emperyal güçlerin desteğiyle oluşan Suriye ve Irak’tan bölünmüş parçalarla oluşturulmak istenen 2 adet devletimsiyle uğraşıyor. Bunlardan en günceli Suriye’nin kuzeyindeki PKK’nın YPG’si eliyle kurdurulmak istenen devletimsi. Sözde kantonların birleştirilmesi girişimine karşı da Türkiye gerçekten çok önemli. Stratejik değeri çok yüksek bir müdahalede bulunuyor. Kama gibi o bölgelerin birbiriyle birleşmesini önlüyor. Türkiye’nin şuanda dünyanın emperyal güçleriyle sürtüşmesinin arkasında da işte bu var” dedi. “HİÇ KİMSE BİZİM AKLIMIZLA ALAY ETMESİN” Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen iki adet ayrı devletin ABD ve Rusya tarafından desteklendiğini vurgulayan Metin Feyizoğlu, “hiç kimse bizim aklımızla alay etmesin. PKK da Suriye’deki PYD de Kongra Gel adlı yapımının alt birimleridir. Kendi tüzüklerine baktığınızda görürsünüz. Buna ABD’liler, ‘O PYD, sizinki PKK’ demesinler. Kendilerinin de çok iyi bildikleri belgeleri bilmediğimizi sanmasınlar. Biz de biliyoruz. PYD bugünkü yapısıyla PKK’nın yan bir örgütüdür ve bugünkü yapısıyla devam ettiği sürece de Suriye’nin kuzeyinde aslında kurulmak istenen bir PKK devletidir” ifadelerini kullandı. “FİLİSTİN’İ KORUMAK İÇİN ÇORUM’UN PERİŞAN OLMASINA İZİN VERMEMLİYİZ” Türkiye’nin Filistin’i koruyabilmesi için öncelikle kendi bölgelerine sahip çıkması gerektiğini belirten Feyizoğlu, “Türkiye zor bir dönemde. 2. Dünya savaşı ve sırasındaki kadar zor bir dönemde. İp üstünde yürüme becerisini göstermek zorundayız. Ne Rusya’nın ne de ABD’nin uydusu olacağız. Filistin davasını savunacağız ama Filistin davasını savunurken Çorum’un perişan olmasına izin vermeyeceğiz. Çorum mu, Filistin mi? derseniz, milliyetçi bir bakış açısıyla önce Çorum demek zorundayız. Çünkü Çorum’u kaybedersek Filistin’i koruyamayız. Kendi içerimizde milli birliğimizi sağlarsak Filistin davasının da öncüsü olmaya devam ederiz” şeklinde konuştu. TERÖR ÖRGÜTLERİ OHAL’İ İSTİYOR Bakanlar Kurulu kararıyla uzatılan olağanüstü hal (OHAL) konusuna da değinen Feyizoğlu, başta FETÖ ve PKK olmak üzere tüm terör örgütlerinin OHAL’in uzatılmasını istediğini söyledi. OHAL’in terör örgütleriyle mücadelede hiçbir kazanım sağlamadığını vurgulayan Feyzioğlu, “OHAL’in verdiği yetkilerin terörle mücadele açısında faydası olmadığını görüyoruz. 3 ay, 5 ay, 6 ay, kabulümüzdür. Türkiye çok ağır bir saldırıyla karşı karşıya kalmıştır. OHAL’in uzatılması başta FETÖ ve PKK olmak üzere terör örgütleri tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. İstedikleri OHAL’in sürekli uzatılmasıdır. Çünkü OHAL uzatıldıkça meclis devre dışı bırakılmaktadır. Meclisten geçmesi gereken kanunlar OHAL KHK’ları ile yapılmaktadır” dedi. ABD’nin, Rusya’nın ve Türkiye’nin dış politikasını da eleştiren Feyizoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ÖYLE YAPARSANIZ DIŞ POLİTİKAYA DEĞİL, CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE YATIRIM YAPARSINIZ Burada herkesin eğri oturup doğru konuşması lazım. Türkiye’nin ‘Buraya nasıl geldik’ diye özeleştiri yapması lazım. O öz eleştiri de ‘Ben Şam’da Cuma namazı kılmak gibi bir fantezinin içine girmeseydim, Esad’ın insan haklarına saygılı bir yönetici olmasını Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyarak sağlasaydım çok daha iyi olmaz mıydı’yı bir kenara koyması lazım. Türkiye’nin bir başka ülkenin bir karış toprağında gözü olmadığını ifade etmesi lazım. ‘Suriye bizim Misak-ı Milli sınırlarımız içindedir. İstersek alırı’ falan gibi laflarla sadece iç politikada cumhurbaşkanlığı seçimine yatırım yaparsınız, dış politikamızı çok zora sokar bu hamasi laflar. TÜRKİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYMALILAR Öteki tarafta ABD’ye ve Rusya’ya, ‘Siz burada PKK’yı silahlandırarak belki kısa vadede bir şey yapmaya çalışıyorsunuz ama, çok daha uzun sürecek iç savaşların temellerini atıyorsunuz. Türkiye’nin üstün menfaatlerini görmezden gelerek, Türkiye’yi karşınıza alarak Türkiye’nin bölünmesine çanak tutacak bir oluşumu gerçekleştirmeniz sizin menfaatinize değil, bizim menfaatimiz değil, biz de yaptırtmayız’ diyeceğiz. ABD ve Rusya Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik tehditlerin, kendi menfaatlerine olmadığını anlamak zorundalar. Ama bugün ne ABD bunu anlamış durumdadır ne de Rusya unutmuş durumdadır. Rusya, eğer Türkiye’nin toprak bütünlüğünü gerçekten önemsiyor olsaydı PYD’ye Moskova’da ofis açtırtmazdı. ABD, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü önemsiyor olsaydı YPG’ye PYD’ye silah yardımı yapmazdı. Türkiye’nin toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi, Avrupa’nın tehlikeye girmesidir. ABD VE RUSYA, SENARYOLARINI ÇÖPE ATMALI Şuanda buradan uyarıyorum, İran ile İsrail ve İran ile Suudi Arabistan birbirlerine füze atacak noktaya gelmişken, Türkiye gibi istikrarlı bir ülkeyi kaosun içine sokacak tüm senaryoları ABD’nin ve Rusya’nın çöpe atması gerekmektedir. 2003’lerde, 2006’larda kendi yayın organlarında yayınladıkları ve Türkiye’nin de bir bölümünün alınarak yeni bir devletin yapılmasını öngören o senaryoları derhal çöpe atmaları gereklidir. Çünkü Türkiye’nin milli birliğinin korunması sadece Türkiye’nin ve Türk milletinin menfaatine değil, ABD’nin, Avrupa’nın ve tüm dünyanın menfaatinedir. Bunu anlamaları lazım. Orada masa başında oturan bir takım hayatın gerçeklerinden kopuk, bölgenin kültüründen, tarihinden kopuk bir takım adamlar oturuyorlar ve fantezi gibi senaryo yazıyorlar. O fantezi gibi senaryoları biz başlarına geçiririz. Bunu Türkiye’nin kararlılıkla söylemesi lazım. ‘Eyy’ diye başlayan hamasi cümlelerle değil, akıllı dış politikayla, ilkeli bir dış politikayla olur. Cumhurbaşkanının henüz yeterince bilgi sahibi olmadığını görmekten duyduğum üzüntüyü dile getiririm. TÜRKİYE, İKİ KUTUP ARASINA SIKIŞTIRILAMAZ Dünyada, Türkiye’de meclisin sembolik hal geldiği, Türkiye’nin düzeninin bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırıldığıdır. Bu dünyada Türkiye’yi demokratik olmayan bir lige indirmektedir. Türkiye, Tayyip Erdoğan’a koşulsuz bağlı olanlar ve koşulsuz nefret edenler arasına sıkıştırılamaz. Doğru yaptığı zaman doğru diyeceğiz, yanlış yaptığı zaman yanlış diyeceğiz. Doğruya dediğimizde bu tarafın saldırması yanlıştır. Yanlışa yanlış dediğimizde diğer tarafın saldırması yanlıştır.” Toplantıda TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Filiz Saraç ile Çorum Barosu Başkanı Av. Altan Akpınar da hazır bulundu. Ardından TBB Başkanı Metin Feyizoğlu, Çorum Barosu’nun 66. yılı nedeniyle düzenlenen resepsiyona katıldı.