Genel

Çorum’da 12 Bin Kişi Filistin’e Destek İçin Yürüdü

Çorum Filistin Platformu öncülüğünde STK, Siyasi Parti Temsilcileri, Odalar, ve 12 bin kişinin katılımıyla İsral’in hastane katliamı protesto edildi.

Abone Ol

Çorum’da valilik önünde toplanan grup, Gazi Caddesi’nde, Siyonist İsrail Filistin’den defol, Kudüs’e selam direnişe devam, Kahrolsun İsrail ve tekbirlerle sloganlar atarak Saat Kulesi önünde toplandı. 12 bin kişinin katıldığı protesto gösterisinde Saat Kulesi yanında Akşemsettin Cami İmam Hatibi Sefa Kırca Kur’an-ı Kerim tilaveti yaptı. Çorum Filistin Platformu Temsilcisi Hüseyin Kır meydanda bir konuşma gerçekleştirdi. Kır, “Artık nefes alamıyoruz. Artık gözyaşı da dökemiyoruz. Dünya tüm genişliğine rağmen dar geliyor. Yaşamak anlamını yitirdi. İnsanlığımız dumura uğradı. İnandığımız tüm değerler insanlığın bugüne kadar biriktirip taşıdığı bütün hasretler akan mazlum kanı karşısında anlamsızlaştı. Katil İsrail, önceki gün alçakça ve insanlık dışı saldırısıyla artık Filistin’de sadece işgalci olmadığını açıkça göstermiştir.

Tüm dünyaya ve bütün insanlığa meydan okumaktadır. Biz de tüm insanlık olarak ona ve yandaşlarına hak ettiği cevabı vermeliyiz. Hırsız ve terörist İsrail’e destek veren silah satan birleşmiş milletlerde ve tüm uluslararası arenalarda onu koruyup kollayan ülkesini savunan Filistinlileri terörist diye damgalayan tüm ülkeler işlenen insanlık suçunun ortağıdır. Siyonistler kendilerine tanrı tarafından vaat ettiklerini iddia ettiklerini ve içinde Türkiye’nin de bir kısmının yer aldığı, Arz-ı Nemrut dedikleri topraklara haksızca ve zalimce el koymak için tüm dünyayı da ateşe vermekten çekinmiyor. Bu haliyle Siyonist İsrail, yalnızca mazlum Filistinlileri değil, tüm insanlığı tehdit eden habis bir ur gibidir. İnsanın vicdanı olan kutsal beldelere saplanmış zehirli bir hançerdir.

Sorunlar bir işgal ile başladı. İşgal güçleri yasa dışı yerleşim güçlerini davet edip Filistin’in yerli halklarını evlerinden etmesiyle devam ediyor. Sorun Filistin açık hava hapishanesine çevrildiği için devam ediyor. Sorun her gün okula gitmek için evinden çıkan küçük çocukların bazıları bir daha evlerine hiç dönmediği için devam ediyor. Sorun işgalci İsrail hiçbir uluslararası hukuk kuralına ve yapılan hiçbir anlaşmaya uymadığı için devem ediyor. Sorun emperyalist, Amerikan, İngiliz yönetimlerinin hiç kesilmeyen desteğini alan ve soykırım gerçekleştiren İsrail’den dolayı devam ediyor.

Filistinliler ki şuan içimizde 20 tane Gazze’den arkadaşımız var. Neden anahtarları bir sembol olarak kullanırlar? Çünkü göçe zorlanan evinden zorla çıkarılan her Filistinli bir umut ile yaşıyor. Tekrar evlerine dönme umuduyla. İşte o anahtarlar geri dönülecek evlerin anahtarlarını temsil ediyor. Bu sadece bir sembol değil, sadece Filistinli sanatçıların bir figürü olarak sanat eserlerinde işlenmiyor. Sadece Filistin’de annelerin çocuklarına anlattıkları bir hikaye de değil, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, G7, G20 ülkeleri, İslam İşbirliği hiçbir istisna kaydı düşmeksizin amasız fakatsız mazlum ve masum kanının akmaması  ve Siyonist İsrail terörünün önlenmesi için somut adımlar atmadıkları sürece bizler tarafından meşru kurumlar olarak kabul edilmeyeceklerdir.

Biz tüm insanlık için barış ve adalet istiyoruz. Ancak bilinmelidir ki, yeryüzüne barış getirecek bu huzur ve adalet hırsız, Siyonist İsrail durdurulmadığı müddetçe gerçekleştirilemeyecektir. Hiçbir şey hangi uluslararası ya da hukuki kılıfa sokulursa sokulsun mazlum sivillerin öldürülmesini meşru kılamaz meşru kılmaz.

Anlaşıldığı üzere Filistin için her gün bir felaket günü olmaya devam etmektedir. Biz Filistinli çocukları neden öldürüyorlar diye sorarak büyüdük. Çocuklarımız şimdi aynı soruyu bize sorar oldular. Torunlarımızın bu sorunları bizlere çocuklarımıza sormamaları için Filistin özgür olmalıdır.

Nelson Mandela’nın dediği gibi Filistin özgür olmadıkça kimse özgür olamayacağı için Filistin Özgür olmalıdır. Filistin’in özgür olması için bizimde Filistinli kardeşlerimize dünyayı dar eden zorbalara emperyalistlere, sözde medeni devletlere, söyleyecek bir sözümüz atacak bir taşımız olmalı. İsrali’i kim dolaylı da olsa destekliyorsa sizler, bizler, onlar, desteklerimizi çekelim. Onların ürünlerini almayalım. Kardeşlerimizin kanı üzerine sinmiş ürünleri nasıl tüketebiliriz. Onları çocuklarımıza nasıl yedirebiliriz. İçmeyelim kolalarını yemeyelim hamburgerlerini insanlık ve islam dışı İsral’i ve yandaşlarını kendi ellerimizle desteklemeyelim. Beslemeyelim.

Çocuklarımızı gençlerimizi vahşi batının gerçek yüzünü emperyalistleri bilecek şekilde yetiştirmeliyiz. Unutulan her kötülük yeniden tekrar edilecektir. Bosna da olduğu gibi Karabağda olduğu gibi miammarda olduğu gibi Filistin’de olduğu gibi Merhum Akif’in deyişiyle tek dişi kalmış canavarı çocuklarımız bilmeli ve bu gerçeklerle geleceklerini ona göre inşa etmeli.” Program yapılan duanın ardından son buldu.