Osteoporoz bilinen adıyla kemik erimesi, kemiğin içeriğindeki mineral yoğunluğunun azalması sonucunda kemiklerin zayıflaması ve kırılgan hale gelmesi olarak tanımlanır. Porous bone “gözeli kemik” demektir.
Kemiklerimiz sert ama süngerimsi bir iç yapıya sahiptir. Kemik erimesinde, kemikten kalsiyum kaybedilmesine bağlı olarak süngerimsi yapıdaki gözeler yani delikler büyür ve dolayısıyla da kemiğin kütlesi, gücü ve sağlamlığı azalır.
Kemik mikro yapısındaki bu bozulma, kemiğin kırılma olasılığını artırır. Kemik erimesi terimi aslında kemiğin eriyip gitmesini değil, kemik yapısının yoğunluğunun azalmasını ve buna bağlı olarak kemiğin kırılganlığının artmasını ifade etmektedir.
KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ) BELİRTİLERİ NELERDİR?
Sinsi bir hastalık olan kemik erimesi, erken dönemde hiçbir bulgu vermeyebilir. Ancak ilerlediğinde ve kırıklar oluşmaya başladığında ağrılara sebep olur.
Genellikle kemik erimesinin ilk belirtisi sırt ağrısıdır. Sırt ağrısının nedeni, sırt omurlarında oluşan küçük kırıklardır. Omurlardaki bu küçük kırıklar darbe veya düşme olmadan da gelişebilir. Kırıkların sayısının artışıyla da omurlarda çökme meydana gelir. Bu çökmelere bağlı olarak hastanın,
· Omurgası öne doğru eğilir,
· Sırtında kamburluk oluşur,
· Boyu kısalır.
Osteoporozda omur kemiklerinin yanı sıra kalça kemikleri, el bilekleri ve kaburga kemiklerinde de kırık görülme olasılığı artar.
KEMİK ERİMESİNİN (OSTEOPOROZ) NEDENLERİ NELERDİR?
İlerleyen yaş: Yaşın ilerlemesi hem kadınlarda hem de erkeklerde kemik erimesi nedenidir.
Menopoz: Kadınlarda menopoz sonrası östrojen hormonu düzeyinin azalması, kemik erimesinin önemli bir nedenidir. Östrojen hormonu, kemikler üzerinde koruyucu bir etkiye sahiptir. Erken menopoza girilmesi veya ameliyatla yumurtalıkların alınması da aynı şekilde kemik erimesi ihtimalini artırır.
Kalıtım: Ailesinde kemik erimesi öyküsü olanlarda osteoporoza daha sık rastlanır. Ayrıca ailesinde omurga veya kalça kırığı rahatsızlığı olan bireylerde osteoporoza görülme riski fazladır.
Düşük kalsiyum içeren yiyeceklerle beslenme: Süt, yoğurt, peynir gibi süt ve süt ürünleri kalsiyum açısından zengin besinlerdir. Özellikle kemik gelişiminin devam ettiği çocukluk ve ergenlik döneminde yeterli kalsiyum almak, ilerleyen yaşlardaki kemik kalitesini belirleyen önemli bir faktördür. Bu nedenle çocukluk döneminde ve ilerleyen tüm yaşlarda diyette yeterli kalsiyumun alınması gerekir.
D vitamini eksikliği: Beslenmeyle alınan kalsiyumun kemikler tarafından kullanılabilmesi için vücutta yeterli D vitamini olması gerekir. D vitamini, güneş ışınlarıyla cildimizde üretilir. Güneş ışınlarının yeterli miktarda alınamaması ve D vitamini eksikliği kemik erimesi nedenidir.
Fiziksel aktivite azlığı: Düzenli egzersiz yapmak, kemik kütlesini ve kalitesini artırır.
Sağlığı bozan alışkanlıklar: Sigara kullanılması, kola gibi kafeinli içeceklerin ve alkolün fazla tüketilmesi kemik kalitesini etkiler.
Bazı ilaçların uzun süreli veya yüksek dozlarda kullanılması: Örneğin; uzun süreli kortizon kullanımı, bazı epilepsi ilaçları ve bazı kanser ilaçları da osteoporoza sebep olabilir.
Kronik hastalıklar: Diyabet, tiroid veya paratiroid bezi hastalıkları, bazı hormonal veya romatizmal rahatsızlıklar, felç gibi hareketsizliğe sebep olan hastalıklar, mide ve bağırsak operasyonu geçirmiş olmak da osteoporoz için risk faktörüdür.
KEMİK ERİMESİ KAÇ YAŞINDA BAŞLAR?
Kemik erimesinin en sık görülen şekli olan “primer osteoporoz” genellikle 45 yaşından sonra başlar ve yaşla birlikte hem kadınlarda hem de erkeklerde görülme sıklığı artar. 50 yaşından sonra her üç kadından birinde osteoporoz saptanmaktadır. Nadiren genç yaşlarda da osteoporoz görülebilir.
ERKEN YAŞLARDA GÖRÜLEN KEMİK ERİMESİNİN NEDENLERİ:
· Kronik hastalıklar
· Bazı ilaçlar
· Hareketsiz yaşam
· Çocukluk çağında yetersiz beslenme gibi nedenlerle kemik kütlesinin azaldığı durumlarda osteoporoza daha genç yaşlarda rastlanılabilir.
KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ) GENELLİKLE KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Kemik erimesi, daha az kemik kütlesine sahip olmaları nedeniyle kadınlarda erkeklere nazaran fazla görülür. Ayrıca östrojen hormonu, menopoza kadar kemik ermesine karşı koruyucudur. Bu nedenle menopoz sonrası, kadınlarda kemik erimesi sık ortaya çıkar.
Kemik erimesi; kısa boylu ve ince yapılı kişilerde iri yapılı, kilolu kişilere göre daha sık oluşur. Ayrıca beyaz tenli ve açık renk gözlü bireylerde görülme sıklığı daha fazladır.
KEMİK ERİMESİNİN (OSTEOPOROZUN) TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Kemik erimesi tanısı alan kişide, kemik erimesine neden olabilecek başka bir hastalığın olması durumunda öncelikle o hastalık tedavi edilmelidir. Eğer kemik erimesi uzun süreli ilaç kullanımına bağlı gelişmişse ilaç değiştirilmeli veya dozu azaltılmalıdır. Hastada kemik erimesine sebep olabilecek ikincil bir neden tespit edilmezse hastalık “primer osteoporoz” olarak kabul edilir ve tedavi buna göre düzenlenir.
KEMİK ERİMESİ TEDAVİSİNDE AMAÇ
· Kemik kütlesini korumak
· Ağrıyı gidermek
· Kırık oluşumunu engellemektir.
Bu amaçla kemik yıkımını azaltan ve yapımını artıran çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca kalsiyum ve D vitamini destekleri de verilmektedir. Tüm ilaç tedavileri mutlaka doktor gözetiminde ve takibinde kullanılmalıdır. İlaç tedavilerinin yanı sıra kalsiyumdan zengin sağlıklı bir beslenme planı ve kişiye uygun egzersiz programı da tedavinin bir parçasıdır.
KEMİK ERİMESİNİ (OSTEOPOROZU) ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILMALI?
Çocukluk çağlarından başlayarak kalsiyum açısından zengin ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı, kemiklerin kalitesini artırarak ilerleyen yaşların sağlıklı kemiklerle karşılanmasını sağlar. Ayrıca sigara ve aşırı alkol alımından kaçınılmalı, kafein içeren kahve ve kolalı içecekler azaltılmalıdır. İdeal vücut ağırlığını koruyacak şekilde sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.
Kişiye özel hazırlanmış düzenli bir egzersiz programı çok önemlidir. Duruş ve güçlendirme egzersizlerinin yanı sıra yürüyüş de çok iyi bir fiziksel aktivitedir. Uygun egzersiz programıyla kemik erimesine bağlı görülen duruş bozukluğu ve kamburluk oluşumu engellenir. Kaslar güçleneceği için gövde dengesi korunur ve böylece düşme riski azaltılır. Aynı zamanda eklemlerin esnekliği ve sağlamlığı da korunur, kalp ve solunum sisteminin dayanıklılığı artar. Ayrıca egzersiz stresi azaltır, ruhsal dengeyi geliştirir. Yürüyüş dahil tüm egzersizlerin şekli, süresi ve sıklığı mutlaka doktor tarafından belirlenmelidir. Kişiye uygun olmayan aşırı egzersiz, kas iskelet sistemini de kalp ve dolaşım sistemini de yorabilir ve kişiye zarar verebilir.
D vitamini, kemik sağlığı açısından çok önemli bir vitamindir. Bu sebeple gün içinde güneşli havadan yararlanmaya daha çok özen gösterilmelidir. Yeterli güneş alımı yoksa kan tahlilinde D vitamini düzeyine bakılır ve eksiklik düzeyine göre D vitamini takviyeleri kullanılabilir. D vitaminini fazla kullanmak da sakıncalıdır. Tüm ilaç, destek ve takviyeler mutlaka doktor önerisiyle kullanılmalıdır.