CHP Çorum il Binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “18 tane kanun teklifi hazırlandı vekillerimiz tarafından o çalıştaydan çıkan sonuçlarda bunların hepsi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilgili komisyonda bekliyor. Hazirandan hadi Ağustos diyelim verilme tarihlerine Ağustos’tan bu yana bu kanun teklifleri bekliyor. Bu kanun tekliflerinin bir an önce yasalaşmasını istiyoruz. Bunların içerisinde neler var. En Önemlisi, bakın ekonomik koşullar dedik, en önemlisi, er gazilerimizin emsal durumları özlük haklarının emsal maaş durumu özlük haklarının iyileştirilmesi, ortez, protez başta olmak üzere sağlık sorunları bakın Çorum için belki sıkıntı olmayabilir ama, Türkiye’de ortez protez için ampute olmuş, bacağını kaybetmiş, kolunu kaybetmiş bir kahraman gazimiz için Ankara’ya gidip rapor almaktan ve Ankara’da Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi’nde bu faaliyeti bu üretimi yaptırmaktan başka çaresi yok. Biz diyoruz ki yedi bölge de en az yedi bölgede birer hastane tesis edilsin yetkili onlar vasıtasıyla bu iş yürüsün. Kontrol altına alınsınlar. Devletin bütün imkanları var. Kontrol denetim imkanı bu iş yapılsın gazilerimizi hem madden hem manen zaten yıpranmış vücutlarını yollarda geçirmeyelim. Bunun dışında istihdam işte ne biliyim okullara okul destekleri, sağlıkta randevu bekleyen gazimiz var. Ayağı ampüte bir gün randevu bekleyen, üç gün randevu bekleyen gazimiz var. Bunlarla ilgili ifade ettiğim gibi 18 kanun teklifi verdik. Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’nın bu konuyla süratle ilgilenmesini istiyoruz ve şunu da söylüyoruz bakın bu çalıştaydan çıkan sonuç sadece bizim değil bütün gazi ve şehit yakınlarımızın derneklerinin sonucu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yerine bu görevin Milli Savunma Bakanlığı tarafından yürütülmesini talep ediyoruz biz. Bu sorumlulukların Milli Savunma Bakanlığı’na devredilmesi çünkü aynı dili konuşan aynı şeyi aynı sıkıntıları çekmiş aynı fedakarlıkları yapmış Milli Savunma Bakanlığı personeli tarafından bu şehit ve gazi işlemlerimizin yürütülmesini talep ediyoruz” dedi.
EMEKLİ TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONELİNİN YAŞAM HAKLARINDAN TASARRUF EDİLMESİN
Açıklamalarını sürdüren Bağcıoğlu, “İkinci boyutta biraz önce ifade ettiğim gibi emekli asker dernekleri vekilimizde belirtti şu anda Türk Silahlı Kuvvetlerinin hangi statüde olursa olsun General Amiral subay astsubay uzman erbaş, emeklisi yoksulluk sınırının altında. Geçen hafta açıklandı biliyorsunuz yoksulluk sınırı açlık sınırı yoksulluk sınırının altında emekli maaşı alıyor. Bunun yanında emekli astsubaylarımızla bir kısım binbaşılarımız sayıları bin civarı açlık sınırının altında bakın emekli astsubayların emekli maaşı şu an da açlık sınırının altında ve bir bomba imha uzmanı düşünün bir su altı savunma komandosu düşünün bir su altı taarruz komandosu düşünün bir uçaklara bakım yapan personeli düşünün bir aylarda gemide karada üst bölgesinde görev yapan personeli düşünün zaten vücut yıpranmış, şu anda açlık sınırında maaş alıyorlar. İkinci işte çalışmak zorunda kalıyorlar. Elbette askerlik bir maddi beklentiyle yapılacak bir meslek değil. Ama bırakında bazı insanlar emekli olduktan sonra çocuklarıyla torunlarıyla, bir maddi sıkıntı olmadan vakit geçirme imkânı elde etsinler. Dolayısıyla burada da Milli Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı kanun tekliflerinin ki yeniden bu sene içeresinde hazırlanacağını da sayın Savunma Bakanı da ifade etti Milli Savunma Bakanı da, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından öncelik verilmesini yani itibardan tasarruf edilmedi yerde, silahlı kuvvetler personeli özellikle şu aşamada emekli astsubaylar ve emekli binbaşıların da yaşam haklarından tasarruf edilmesin diye ifade ediyorum ben. Dolayısıyla o konuda da onların bu konuda desteklenmesini sesinin duyurulmasını talep ediyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
ASKERİ SAĞLIK SİSTEMİ KONUSUNDA FİKİR BEYAN EDECEK SON KİŞİ MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ
Konuşmasına devam eden Bağcıoğlu, “Bir milli güvenlik politika belgesi hazırlıyoruz. Milli güvenlik politika belgemiz 80-85 sayfa, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yapısal reform adı verilen dönüşümlerin nasıl düzeltileceğini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin nasıl halen etkin ve güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetlerine sahibiz ama daha da nasıl ileriye götürüleceğine yönelik tedbirler. Yani öncelik şu tekrar basın mensuplarımızın önünde bir kez daha ifade ediyorum. Öncelik askeri sağlık sisteminin bir an önce revize edilerek tesis edilmesi. Dün akşam bir televizyon kanalında Milli Savunma Üniversitesi Rektörü, bu konuda bir açıklama yaptı. Askeri sağlık sistemi üzerinde çalışılıyor diye ama bu konuda konuşması gereken Milli Savunma Üniversitesi Rektörü değil. Milli Savunma Üniversitesi Rektörü, önce askeri eğitim kurumlarının kuvvet komutanlıklarıyla bağlantısını tekrar tesis etsin. Teğmenlerin asılma, ölüm, tehditlerine karşı, haysiyetsizce kadın teğmene yapılan cinsel içerikli saldırılara karşı, eski amirleri, beş yıl amirliklerini yapmış biri olarak bir idareci olarak bir kelime cevap versin ondan sonra askeri sağlık sisteminden bahsetsin. Dolayısıyla askeri sağlık sistemini ben milli savunma bakanı, genel kurmay başkanının üzerinde çok ciddi çalıştıklarını gündeme getirdiklerini biliyorum. Ama bu konuda konuşacak son kişi, fikir beyan edecek son kişi milli savunma üniversitesi rektörü herkes görev ve sorumluluklarını bilsin“ şeklinde ifadelerde bulundu.
“ŞEHİT AİLESİ VE GAZİLERİMİZİN UYGUN GÖRMEYECEĞİ BİR ÇÖZÜM YOLUNDA BİZ YOKUZ”
Bağcıoğlu, “Şimdi bu süreci yürütenlere sormak lazım. Biliyorsunuz iki tane siyasi parti başlattı bu süreci devlet bile şu an içinde değil devlet makamları top onlara atılıyor. Dolayısıyla ben faraziyelerden varsayımlardan bahsetmekten ziyade Cumhuriyet Halk Partisi’nin sayın Genel Başkanının da belirttiği duruşunu özetleyim. Bu süreç şeffaf bir şekilde meclis kontrolünde yürütülmeli, onu şu ana kadar gördük mü bence görmedik. İkincisi o teklife binaen verilen cevaptı Abdullah Öcalan Meclise gelecek açıklama yapacaktı zinhar bunu kabul etmiyoruz. Üçüncüsü ve en önemlisi toplumsal mutabakat olmalı bu toplumsal mutabakatı da şu anda daha önce genel başkanımızın da belirttiği şekilde somutlaştırıyorum. Şehit aileleri ve gazilerin yüzlerine bakamayacağımız onların onayını almayacağımız hiçbir sürecin içerisinde olmayız ve daha da ileriye götürüyoruz bunu şehit aileleri ve gazi derneklerimizin veya şehit aileleri ve gazi temsilcilerinin içinde olacağı yani çalışma grubu olur, komisyon olur, başında ortasında sonunda olur sürekli olur sürece dahil olmalarını sağlamayı hedefliyoruz, istiyoruz. Dolayısıyla bizim kriterlerimiz bu. Şu sorunuza şöyle tek cevap verebilirim. Şehit ailesi ve gazilerimizin uygun görmeyeceği bir çözüm yolunda biz yokuz.