Çorum Belediyesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Türkiye Dil Edebiyat Derneği Çorum Şubesi tarafından bu yıl 6’ıncısı gerçekleştirilen “Çorum Okuyor” projesinin kapanış toplantısı yapıldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin’in onur konuğu olarak katıldığı toplantıya Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, İl Milli Eğitim Müdür Vekili Özcan Kuşcu, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hüseyin Kır, gönüllü öğretmenler ile öğrenciler katıldı. Toplantıda açılış konuşmasını İl Milli Eğitim Müdür Vekili Özcan Kuşcu, yaptı. 2012 yılından bugüne kadar her yıl hayata geçirilen proje kapsamında düşünebilme, sentez ve değerlendirme yapabilme yeteneklerinin geliştirildiğini kaydeden Kuşcu, merkez ve merkeze bağlı tüm ortaokul ve liselerden 458 grup halinde 5 bin 952 öğrencinin katıldığını söyledi. Çorum Belediyesi’ne eğitime verdiği katkılar nedeniyle teşekkür eden Kuşcu, “100 derslikli külliye, Tatbikat Cami, öğrenci pansiyonu, 36 farklı okula z-kütüphane, 50 farklı okula robotik kodlama kiti, sadece 2018 yılında 90 bine yakın kitap temini, okullarımızın tefrişat ve bahçe düzenlemeleri gibi saymakla bitiremeyeceğimiz birçok katkısı olan Çorum Belediyemize ve başkanımız Dr. Halil İbrahim Aşgın’a teşekkür ediyorum” dedi. Daha sonra kürsüye Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, çıktı. Dünyaya hükmetmiş Osmanlı medeniyetinin kültürü, sanatı ve okumayı bıraktığında çöküşe geçtiğini dile getiren Aşgın, “Geçmiş dönemlerdeki medeniyet yarışında bizim ayak izlerimiz takip ediliyordu. Ama bundan 100 yıl, 200 yıl, 300 yıl önce ne zaman ilmi, sanatı, kültürü, okumayı bıraktık ve maalesef şuanda tokat yiyoruz. Tüm dünyadaki Müslümanların haline baktığımız zaman iç açıcı bir durumda değiliz” diye konuştu. Başkan Aşgın, üniversitedeki bir hocasının ‘Müslüman toplumlar neden bu kadar geri kaldı?’ sorusuna verdiği cevabı şöyle anlattı: “Üniversitede bir hocam ‘Müslümanlar şuanda neden bu kadar geri kaldı?’ sorusuna bir cevabı vardı. ‘Batıda ışıkları asla sönmeyen iki kurum vardır. Bunlar 24 saat usulüyle çalışırlar. Bunlardan birisi laboratuarlar ve bir diğeri de kütüphanelerdir. Bu nedenle onlar ileride. Peki bizde nasıl? Kütüphaneler zaten yetersiz. Bir de oradaki memurlar 8 saat mesai yapıyor. 8 saat okuyan, üreten bir medeniyet ile 24 saat okuyan, üreten bir toplum bir olabilir mi?’ demişti. Allah çalışana verir” Ardından toplantıda son olarak Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin, bir konuşma yaptı. Çocuklara kitap önermenin yanlış olduğunu, onların ilgisini çekecek kitapları kendilerinin bulması gerektiğini kaydeden Tekin, “Ben imam hatip lisesinde öğrenciyken bir kitap okumuşum ve yıllar sonra köyüme gittiğimde eski eşyaları karıştırırken kitabın içine ‘Bir gün çocuğum olursa bu kitabı okumasını istiyorum’ diye not yazmışım. Kitap, Necip Fazıl’ın Son Devrin Din Mazlumları kitabı. Sonra ben kızıma bu kitabı verdim. 1 ay boyunca elinde gezdirdi ve okuyamadı. Orada hata yaptığımı anladım. Her çocuğun yetiştiği ortam, içinde bulunduğu ruh hali farklı. Çocuklarımıza kendi gençliğimizde okuduklarımızı, oynadıklarımızı yaşatmak bir hata ve yanlıştır. Bu yanlışa düşmemek gerekiyor. Onun üzerine artık kimseye tavsiyede bulunmuyorum” ifadelerini kullandı. ÖSYM’nin bir araştırmasında evine günlük gazete giren çocukların başarılı olduğunu gördüklerini dile getiren Tekin, “Günlük gazete giren öğrencilerin daha başarılı olduğunu gördük. Benim annem ve babam evde kitap okumazlardı. Ama eve her gün günlük gazete gelirdi. Babam gazeteyi getirdiğinde binbir heyecanla alırdık. Ama okuma alışkanlığı kazandırıyor bunlar” şeklinde konuştu. Çocukların istediği kitabı okumakta özgür olmaları gerektiğini vurgulayan Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “18 milyon öğrencinin şu kadarı okuyor, şu kadarı okumuyor sorusunu biz hep bakanlıktayken de tartıştık. Ben hep şunu söyledim, çocuklar okumuyor değil, çocuklara okutturamıyoruz. Onları okumaya teşvik edemiyoruz. O zaman bakanlık olarak çocukları okumaya teşvik etmek zorundayız. Çocukları okutabilmek için neler yapmalıyız bunu araştırmalıyız demiştik. Çocukları bırakın ne okumak istiyorlarsa onu okusunlar. Yeter ki çocuklarımız okusunlar.”